Dijitalleşmenin günlük yaşam pratiklerinin ve iş yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesiyle siber güvenlik konusunda yaşanan sorunlarda da önemli bir artış gözlenmeye başladı. Bilgisayar korsanlarının doğru yapılandırılmamış BT ağlarını kolayca tehdit edebilmesi, erişim güvenliği açısından önemli bir dezavantaj yarattığı gibi, veri kaybının maliyeti açısından da vahim tablolar ortaya çıkarabilir.
Siber risk faktörlerini asgari düzeye indirmek ve BT altyapısını saldırı vektörlerine karşı kapsamlı önlemler barındıracak şekilde inşa etmek için atılması gereken adımlardan biri de uç nokta güvenliği sistemlerinden yararlanmaktır. Kısaca BT ağındaki cihazların güvenliğinin sağlanması için gerekli bir dizi siber sistemden oluşan endpoint uygulamaları, veri ihlali vakalarını minimize etmenin en ideal yollarından biridir.
Uç nokta güvenliği, BT ağında yer alan sunucular, bilgisayarlar, mobil cihazlar benzeri son kullanıcı ve yönetici cihazlarının uç noktalarının kötü niyetli aktörler tarafından manipüle edilmesini önleyen bir dizi siber güvenlik uygulamasıdır. Ağdaki ve buluttaki söz konusu uç noktaları siber tehditlerden koruyan sistem, zero trust ilkesinden hareketle yaratılmıştır. Standart antivirüs korumasından çok daha fazlasını vadeden uç nokta uygulamaları, malware ve phishing saldırıları gibi, kötü amaçlı girişimler karşısında yüksek güvenlik sunar.
İlgili sistem, siber güvenlik dünyasında BT ağında kullanılması planlanan protokollerin ön cephesi olarak kabul edilir. Bu kabul, saldırı vektörlerinin karmaşıklığının ve hacminin artması sonucunda büyüyen tehdit boyutunun başlangıç aşamasında tespit edilebilmesi açısından oldukça değerlidir. Zira karmaşık ve büyük hacimli saldırılar karşısında ön cephe korumanız yeteri kadar kuvvetli değilse siber saldırganların daha derinlere inmesi de bir hayli kolaylaşacaktır. Derinlere inildikçe de sadece uç nokta cihaz güvenliği değil, BT ağının tüm kritik servisleri tehdit altında kalacaktır.
Uç nokta cihazlar ve onların korunması konusunda ön cephede savaşan bu sistemin başarısında iki önemli faktöre dikkat çekmek gerekir. İlki az önce altı çizilen zero trust ilkesi, diğeri ise least privilege yaklaşımıdır. İki yaklaşımın bütünleşmiş kullanımı, yalın şekilde ifade edersek şu sonucu karşımıza çıkarmaktadır: “İlk adımda hiç güvenme, test et ve doğrula. Doğruladıktan sonra da ayrıcalıkları sınırlandır, her bir kullanıcı için farklı ayrıcalık kıstasları belirle.”
Uç nokta cihazları, bir BT altyapısının düzenli şekilde çalışabilmesini sağlayan bir dizi elektronik aygıt olarak tanımlanabilir. Genel anlamda bu cihazlar aşağıdaki gibidir:
Bir cihaz, ölçeği fark etmeksizin herhangi bir ağa bağlı ise uç nokta olarak kabul edilir. IoT teknolojisinin gelişmesi sonucunda bugün bir ağa bağlı bireysel cihaz sayısının, birkaç yıl öncesine kadar standardı ifade eden seviyenin çok üzerine çıkması son derece olasıdır. Nitekim ağa bağlı bireysel cihaz sayısındaki artış sonucunda herhangi bir ağdaki toplam cihaz sayısının yüz binleri bulabileceği öngörülür.
BT altyapısına zarar vermek isteyen hem iç tehdit hem de dış tehdit unsurlarının saldırı başlatma ve ağa giriş noktası olarak dikkat çeken uç noktalar, siber saldırganların gözdesi konumundadır. Özellikle mobil ve uzaktan erişim ile yönetilen cihazlar, BT altyapılarının zayıf karnını oluşturur. IoT teknolojisinin yaygınlaşması, giyilebilir teknolojik ürünlerin daha erişilebilir hale gelmesi ve uzaktan erişim aracılığıyla kullanılan bilgisayar, mobil cihaz ve tablet sayısındaki artış uç nokta güvenliğini sağlamak için gelişmiş siber güvenlik önlemleri almayı zorunlu kılmaktadır.
Uç nokta güvenliği birçok farklı sebeple siber güvenlik protokolü inşa etme sürecinin temelini oluşturur. Öncelikle veri günümüzde hem günlük yaşam pratiklerinin hem de iş dünyasının en önemli varlıklarından biridir. Gerek bireysel gerekse tüzel anlamda veri ihlali vakaları ile karşılaşmak, veri kaybı yaşamak kişileri ve kuruluşları geri dönüşü olmayan sorunlarla baş başa bırakabilir. Bu sorunlar arasında mali kayıplar, iflasın eşiğine gelme, iş akışının tamamen durması, müşteri kaybı, kişisel verilerin ihlali gibi hayati öneme sahip unsurlar bir çırpıda sayılabilir.
Öte yandan uç nokta cihazlar olarak tanımlanabilecek cihazların sayısında yaşanan artış insan kaynaklı hatalar ve iç tehdit faktörlerini de daha önemli hale getirdi. Araştırma sonuçlarına göre insan hataları (24%) ve iç tehdit unsurları (20%) endpoint güvenliğini tehdit eden unsurlar arasında başı çekiyor. Bu listenin zirvesinde ise önemli bir dış tehdit bileşeni olan malware saldırıları (35%) yer alıyor.
Uç nokta güvenliğinin önemini biraz daha detaylandırmak için endpoint saldırılarının kuruluşlara hangi açılardan zarar verdiğini mercek altına almak yararlı olabilir. Az önce bahsettiğimiz araştırma, siber güvenlik profesyonellerinin uç nokta saldırıları karşısında en çok endişe duydukları hususları tespit etmek açısından da kritik çıktılara sahiptir. Örneğin araştırmaya katılan siber güvenlik profesyonellerinin 48%’i uç nokta güvenliği ihlalinin son kullanıcı verimliliğinde düşüşe sebep olduğunu ifade ediyor. 38%’i ise en önemli sorunun sistemin çalışamaz hale gelme süresi olduğunu düşünüyor. Açıkçası her iki sorunun da kuruluşların iş akışlarının sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip olduğu su götürmez bir gerçektir.
Uç nokta cihaz güvenliği neden önemlidir sorusuna yanıt verirken BT altyapılarının endpoint saldırılarına maruz kalmasına sebep olan temel faktörlere de eğilmek yararlı olabilir. Nitekim aynı rapora göre çalışmada yer alan siber güvenlik profesyonellerinin 38%’i 24/7 denetim eksikliğinin söz konusu saldırıların gerçekleşmesinin en büyük nedeni olduğunu belirtiyor. 36%’sı ihlale cevap verme süresinin yetersizliğinden yakınırken 33%’ü ise kuruluşta çalışan insanların temel siber güvenlik bilgisinden eksik oluşunun bilgisayar korsanlarının işini kolaylaştırdığı konusunda hemfikir durumda.
Uç nokta güvenliğinin sağlanamaması durumunda kuruluşlar veri ihlali vakaları ile karşılaşabilir, iş akışları durabilir, maddi kayıplar ortaya çıkabilir. Ayrıcalıklı Erişim Yönetimi (Privileged Access Management - PAM) çözümleri ile AAA çözümleri ise BT altyapısını tehdit aktörlerinin her geçen gün geliştirip daha karmaşık hale getirdikleri saldırı yöntemlerinden korumakta, ayrıcalıklı erişimlerin doğru şekilde tanımlanmasında, uç nokta güvenlik açıklarını ortadan kaldırmakta ve gölge BT erişimlerini önlemekte oldukça başarılıdır. Bu bağlamda AAA çözümlerinin bünyesinde barındırdığı Doğrulama (Authentication), Yetkilendirme (Authorization) ve Ücretlendirme, Aktivite İzleme (Accounting) modülleri sayesinde uç nokta cihazları üzerinden oluşabilecek siber riskleri ortadan kaldırmak konusunda gelişmiş bir siber güvenlik protokolü sunduğunun altını çizmek gerek.
Kron olarak geliştirdiğimiz AAA çözümümüz Marta AAA, binlerce cihazı aynı anda denetleme kapasitesine sahiptir. 7/24 prensibinin yanı sıra zero trust ve least privilege ilkelerinin de uygulanmasını sağlayan Marta AAA, BT altyapınızı farklı siber saldırı vektörlerine karşı ön cephede etkili şekilde korur.
Türkiye’nin önde gelen finans kuruluşları arasında yer alan İş Bankası ve Kuveyt Türk tarafından da tercih edilen Marta AAA ayrıcalık yönetimi, denetim ve doğrulama gibi konularda beklentilerinize tam anlamıyla cevap verme potansiyeline sahiptir. Siz de Marta AAA hakkında detaylı bilgi almak ve ürünümüzün kuruluşunuza sağlayacağı benzersiz faydaları öğrenmek için ekip arkadaşlarımızla iletişime geçebilirsiniz.